13 Ekim 2015 Salı

atesten kaca kaca, atesle oynamayi ogrendim. [belki.] aslinda karmasik olan bir sey yok, insaniz, ve bu yuzden, esyanindogasigeregi yani, kotuyuz de. guzelliklere bu kadar sasirip, onlardan gozumuzu alamayisimiz ondan. olur da yakalarsak onlari, saklayip yasatmakta bu kadar beceriksiz olusumuz, korkumuz, ondan. acimasizligi buyurken ogrendik, gerektiginde, sepsert bir kaya gibi sessizce durabilmeyi de. gerektiginde, kirariz dokunan elleri. her sey degisir, rollerimiz de. hic diye bir sey yoktur, mutlak diye bir sey olmadigi gibi, ve sihir olmez, ama bizim bakislarimiz degisir, gozumuzdeki piriltilar sonuverir bazen, artik onu goremez oluruz.. [sihirleri kaybetmemek dilegiyle.]

9 Ekim 2015 Cuma

"aslinda benziyoruz, mesela.." diye arayip durmak bir yana, bir benzerini karsinda buluverdiginde, nolur ki sonra, "iyi ki karsilasmisiz" dediginde?

1 Ekim 2015 Perşembe

chet baker'dan my funny valentine caliyor ve ben biraz gozyasi dokuyorum; aslinda onun sesindeki duruluk -daha guzel kelimeler vardir muhakkak ifade edecek ama ben bulamiyorum iste simdi- bunu biraz hak ediyor.. ilginctir, bazen, bazi sarkilari dinlerken sunu diyor insan: daha once bu kadar huzunlu hicbir sey dinlemedim. dinlediginiz sey sahiden de o an icin dunyanin en huzunlu seyi oluyor ama. garip, anlik bir tamamlanmislik. sanirim bunun icin biraz gozyasi dokulebilir.