28 Kasım 2014 Cuma
her sey yerli yerinde sanki bak. sicak ve guvenli evinde oturmus, hava yastiklariyla cevrelenmis bir gercekligin icinde hayatin butun tehlikelerinden uzaktasin. gozlerin daliyor sik sik ama fark edince hizla toparliyorsun durumu. beynini bir seylerle erittigin surece, huzurlusun. derslerle, hayatindaki kucuk bir degisiklikle, bazen gozyaslari icinde seyredecegin aptal bir diziyle. erisin o birak, geriye tek bir ani kalmasin. eskisi gibi gecmissiz ve geleceksiz ol: ikisine de anlamlar yukleme. yeni, sonsuz bir simdi gibi, hiclikte huzur buldun yine. telefonuna bakmadan uyudugun aksamlarda huzur buldun. ozlemissin de biraz insansizligi. onlardan biri olmadigini hissettigin her an o kucuk kalp sikismasiyla beraber biraz da sukran duydun. size gerek yok. size gerek yok. uzulecek bir sey yok. her an mi kanamaya hazir yaralarin? unut ezberlediklerini, degistin sen. ne gurur, ne hayalkirikligindan. insanin icindeki rengarenk, devasa coplugu gordugun gunde degistin sen.
19 Kasım 2014 Çarşamba
15 Kasım 2014 Cumartesi
10 Kasım 2014 Pazartesi
son birkac gunku dengesizligim bana gore aciklanabilir gibi degil gercekten. basim agriyor ve su an anlatmak da anlamsiz geliyor. ama deneyeyim.. dun gun boyu cok neseliydim, hatta bunu fark ettikce daha da cok sevindim (bu cok sik olmuyor, ama oldugunda, cok guzel bi sey, katlana katlana buyuyor cunku), sonra yedi dakikalik eve donus yolumda nev'den 'zor' caldi radyoda ve bogazim dugumlendi. bayildigim bi sarki oldugundan degil, uzun zamandir dinlememisim, dokundu ne biliyim. ilk e.'yle dinlemistim o sarkiyi, onlarin evinde, cok kucuktuk. ne guzel sarki demis ve birbirimizi onaylamistik, sarkidaki 19 yas'in bize cok uzak oldugunu hissetmistik, belki sadece ben hissetmistim.. simdi de bir o kadar uzagiz o yasa! ustelik hayatin getirdiklerine bak, oynadigi kucuk oyunlara, sonra arsizca goz kirpislarina. nasil eglenceli bir sacmalik. ama sarkinin hala ayni yerini seviyorum cok sey degisse de. kapatmadim radyoyu. gozlerim doldu ama dinledim sonuna kadar. neyse tamam. bugun de, gun boyu dusunmemem gereken bir seyi dusunmemeyi kendime hatirlatmam gerekti. dusunmemeyi hatirlamak evet. insan isteyince her seyi yapiyormus hakkaten! (yine de iyi ki insanlar onlara bakar veya dinlerken gercekte aklimizdan gecen seyleri goremiyorlar. o sekilde evrilmedigimiz icin rastgelelik tanrisina mutesekkirim.) bir suredir fark ediyorum ki hayatin %90'i algi ve motivasyon. nerdeyse her seyi bu temele oturtabiliriz, dusunsene bir. bu aralar buna cok kafa yoruyorum ve iyi geliyor. neyse, ben dusunmemeyi hatirladiktan sonra, yine super gidiyorduk ki bu sefer o hayat benim izlerken aglamaya basladim. evet o igrenc ayrilik sahneleri beni mahvetti. belki kendime ait bir tane olmadigi icindir, of, belki yorgunluktandir, eve geldigimde kol kaslarimda fasikulasyonlar oluyordu bildigin, belki beynimde de birtakim hareketlenmeler yasanmistir. umarim oyledir. uyuyim en iyisi.
mesela kafamiza monte edilmis ufak bir ekran olsaydi ve bugun tam da supraventrikuler tasikardilerden bahsedildigi esnada orda su cumle yazsaydi? 'cagirmaman iyi, cagirsan yine gelirdim.'
nayt nayt.
mesela kafamiza monte edilmis ufak bir ekran olsaydi ve bugun tam da supraventrikuler tasikardilerden bahsedildigi esnada orda su cumle yazsaydi? 'cagirmaman iyi, cagirsan yine gelirdim.'
nayt nayt.
8 Kasım 2014 Cumartesi
6 Kasım 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)