şimdi ben kafamı "en iyi arkadaş" kavramıyla bozmuş durumdaydım. aslında çok saçma illa ki hayatta o sıfatın karşılığını aramak, çünkü bu kadar üstüne düşülen, abartılan, büyütülen şeyler genelde yanılsamadan öteye gitmez biliyorum. ya da öbür türlüsüne ben rastlamadım. ya da rastladığımı sanıp bi daha yanıldım. öyle bi şeyler oldu. neyse, bahsettiğim kişilerle ilgili şöyle durumlar olageldi:
1. en iyi arkadaşım en çılgınından bir mutasyon geçirdi ve hayatımdan bi anda çıktı. ben de uzunca bi süre bunu kabul edemedim ve mantıksız davrandım, ama artık bitti.. valla bitti, hatta bak numarasını da silcem şimdi, hehe.. şu anda hakkında "onun için üzülmeye değmez" cümlesini kendimden emin bi şekilde kullanabileceğim tek şahıs da odur heralde hayatımda. ama napsın yazık işte aklı bilemiyo ki onun. ay bilkentli sonuçtaaa!
2. en iyi arkadaşım beni açık açık sallamadı, sallamıyor. gayet açık bi olay. ama sanırım ben de onu sallamamaya başlamışım, bu kez pek üzülmedim tavırlarına. buna üzülmeli miyim acaba? bi ara üzüleyim ben buna.
3. en iyi arkadaşımın en iyi arkadaşı olamadım. evet bi de böyle bi şey var.. çok adaletsiz bi durum bence.. çünkü net olarak görüyorsun ki o hayatta senden daha şanslı olmuş, senden az yalnız kalacak; ve seni yalnız bırakacak. senin ona anlattıklarını dinleyecek ama o ilk başkasına anlatmayı tercih edecek. sen aradığında cevaplayacak, ama ilk başkasını aramayı tercih edecek.. hoş değil. insana kendini küçük hissettirir. öyle en iyi arkadaş olmaz o yüzden. bu da böyle çelişkili paradokslu değişik bi şey oldu, neyse..
4. en iyi arkadaşımla tam olarak en iyi arkadaş olmadığımızı fark ettim. çünkü birlikte vakit geçirirken çok gülsek de sanki bazen garip bi şekilde geriliyoruz, farkında olmadan birbirimizi yenmeye çalışıyoruz. ya da böyle bi şey yok ben uyduruyorum fesatlığımdan. bilemem. mesela onunla oturup şu saçmalıkları konuşamam, ilişkimiz somuttur, onu bilirim. ama bir gerçek varsa aralarında güvenimi boşa çıkarmamış tek kişi de budur.
5. en iyi arkadaşım kandırmacalı, oyunlu moyunlu bişey, hehe, aslında en bi eğlencelisi. bulmaca gibi, zihin açıcı. sorun şu ki, o kadar çok yalanına şahit oldum ki gerekli veya gereksiz, ona inanmak dünyanın en saçma şeyi olurdu şu saatten sonra.
eveeet. böyle şeyler işte. daha uzardı da bu insanların hiçbiri benim en iyi arkadaşım falan değil tabi ki o yüzden daha fazla bokunu çıkarmıyım. sadece belli dönemlerde kendimi en yakın bulduğum insanlar olsa olsa. o kadar.
ne saçma bi yazı oldu dimi? bikbikbik tekrarladıktan sonra "en iyi arkadaş"ın gözümde anlamsız bir sıfat tamlamasına dönüşmesinden öte, hiçbi yere de varamadı. o değil de insanlar en son ilkokulda arkadaşlarını takıyordu heralde, ben hala nerelerdeyim. hakkaten..
24 Kasım 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder