31 Ekim 2009 Cumartesi

doldurun ıhlamur bardağımı, eksilmesin!

off hastayım ya ben. domuz gribi mi oldum nedir. anneeee!

keşke bi görünüp bi kaybolmasan sen de. bak ölücem gidicem haberin yok. önemsediğim insanların sadece mutsuz olduklarında beni hatırlamaları-aramaları ne kadar ironik bi şey dimi? benim mutlu olabilmem için birilerinin üzülmesi falan gerekiyor önce..

ya da mesele hiçbir şeyin "sandığım kadar" olmayışı.. var böyle bi ihtimal, tabii. ama şu noktada pek de önemi kalmadı, artık o kadar umursamıyorum sanırım. çok takıldım kelimelere, oysa sadece içi boş laflardı onlar. artık lazım değiller. olmamalılar.

neyse. hastayım diye eve tıkıldım ya, ondan yine böyle saçma sapan düşüncelere sardım. kişinin kendini bilmesi de böyle hoş bi şey işte.

okula gitmiyorum, kimseyi görmüyorum, porcupine tree albümlerini hatmediyorum, eski filmleri izleyip nostalji yapıyorum, ıhlamurun tadını sevmeye başlıyorum, uyuyorum, çok uyuyorum..

bu ara böyle. çok da fena sayılmazmış aslında.

25 Ekim 2009 Pazar

diyorum ki

değişelim artık biraz. mesela işe pazartesiyi düşünerek pazarları mahvetmemekle başlayalım.

değişmeye burdan başlayalım.