günlerdir -sayısını sahiden kestiremiyorum- odamdan çıkmamam üzerine annemin söylediği gibi tembel miyim; yoksa bu hissettiklerimin herhangi diğer bir norma sığdırılabilitesi var mı, merak ediyorum. bir şeylere başlamadan daha, bir şeylerin sonunda gibiyim çoktan. söyleyeceklerimi çoktan söylemiş gibiyim, hiç konuşmadan daha. içinde olduğum hayat, başımı döndürüyor ve ben ona yetişemiyorum. hislerim kayboluyor, sesimi duyamıyorum, kendi sesimi.. bu şekilde yaşamamak için her şeyi yapabilirim. günlerce odamda kalır, kirli tabaklarımı üstüste dizer ve kendimi unutana dek film izleyebilirim.
yalnız olmayı beceremiyorum. komik bulmam gereken bi şey gördüm internette bugün, ama hayır o trajik bendim, penceremin dışından, eskişehir'in ve bu aptal gezegenin dışından kendime baktım, ve yapacak hiçbir şeyim yoktu, ve gidecek hiçbir kimsem. insan kendini ancak bi başkasının aynasından gördüğünde tanırmış gerçekten, bunu nerde duyduğumu hatırlamıyorum.. sevdiğim herkesi kaybettim ve tekrar sevebileceğimi sanmıyorum.
ayıp değil ya, çok mutsuzum ve eskiden olmayı hayal ettiğim kızı özlüyorum, onun hayalini neyle, nasıl değişebildim bilmiyorum.. kendim düştüm ama sanırım ağlıyorum, ayıpsa ayıp hakim bey..
30 Temmuz 2011 Cumartesi
10 Temmuz 2011 Pazar
"kendimi kandırmaktansa yalnız kalırım." evet, bu, yıllar boyuca hep benim kendime tekrarlayıp durduğum bi şeydi.. aslında uzun süre önceydi, o zamanlar biraz saplantılıydım, yalnız kalarak kendimi temize çıkarmak gibi bi şeye inanıyordum, eğer yalnız olmazsam, onlara benzeyecektim. yalancı olacaktım, sahtekar.. çünkü bu ilişkileri başka türlü yürütemezsin. herkes içten pazarlıklıdır ve herkes çıkarını düşünür. tutarsızlaşacaktım.. bi şeylerin farkında olmamayı dilerdim aslında, o zaman çok daha kolay olurdu yaşamak, o zaman hayat akar ve ben de kendimi bırakırdım, belki mutlu olurdum, huzurlu. ama yalan söylemek istemedim.. kendime ya da bi başkasına.
hayatı hala acı dolu hatıralardan ve kederden ibaret görüyor muyum, bilmiyorum. yalnızlıktan kimse ölmez, bunu biliyorum.. ne kadar acı çeksen de yalnızlık seni öldürmez. ama birine güvenirsen, ve hata yaparsan bu seni öldürebilir. birini tanır ve hayalkırıklığına uğrarsan, bu senin sonun olabilir.
ciddiye alma en iyisi.. ya da al ama buraya böyle şeyler yazmam biraz saçmaladığıma işaret ediyor sanırım. bunu yapmayı özlemişim biraz. düşünmeden yazmayı.. aslında uzun süredir düşünerek ya da düşünmeyerek, yazmıyorum. yani, gerçekten yazmıyorum, önemseyerek.. ama bir zaman gelir ve içini dökmen gerekir. hepimiz birer çöp bidonuyuz ve taşıyabileceğimiz pislikler sınırlı çünkü.. içimi dökmeyi çok erteledim.. yalnızım, yalnızlıktan kimse ölmez diyorum ya bazen de çoktan ölmüş gibi hissediyorum. ne yaptığımı bilmiyorum. eskiden kendimi bulamaz gibi olduğumda, hayatımdaki insanlara bakardım, en uzun süredir tanıdıklarımdan başlardım, onları düşünür ve kendimi hatırlardım.. hala oyum işte kaybolmadım derdim.. şimdi eskiden beri sevdiğim filmleri açıp izliyorum, sevdiğim sahnelerini. böyle arıyorum kendimi..
kendime hiç acımadım. ama kendimi zavallı bulmuyor olmam hayatım için üzülemeyeceğim anlamına gelmez di mi? üzülüyorum. hani bize kabul ettirilmeye çalışılan şeyler var ya; hayattaki zorunluluklar, statüler, daha iyi olma çabası, kusursuz olma çabası yani.. beni ilgilendirmiyor, hiç ilgilendirmiyor aslında. tanıdığım herkes bi yerlere koşturuyor. genellikle ben de.. sonunda daha mutlu olacaklarını düşünüyorlar, öyle hırsla yapıyorlar ki bunu. ama ben, olduğum gibi olmak istiyorum.. ben neye, nasıl evrileceğimi hesaplamak değil de yaşamak istiyorum.. hatalarımı gizlememek istiyorum.. ya da yalnız hissettiğimi, ya da bazen çoktan ölmüş gibi hissettiğimi.. ama gizlemem gerekiyor. hayatımda birileri olmasa da olur, peki. sevdiğim filmlerle bi yere kadar götürebilirim.. ama biliyor musun sevmeden yaşamak çok zor, ve sevildiğini bilmeden, bu taşa takılıp düştüm bi kez ve artık çok zor sadece..
hayatı hala acı dolu hatıralardan ve kederden ibaret görüyor muyum, bilmiyorum. yalnızlıktan kimse ölmez, bunu biliyorum.. ne kadar acı çeksen de yalnızlık seni öldürmez. ama birine güvenirsen, ve hata yaparsan bu seni öldürebilir. birini tanır ve hayalkırıklığına uğrarsan, bu senin sonun olabilir.
ciddiye alma en iyisi.. ya da al ama buraya böyle şeyler yazmam biraz saçmaladığıma işaret ediyor sanırım. bunu yapmayı özlemişim biraz. düşünmeden yazmayı.. aslında uzun süredir düşünerek ya da düşünmeyerek, yazmıyorum. yani, gerçekten yazmıyorum, önemseyerek.. ama bir zaman gelir ve içini dökmen gerekir. hepimiz birer çöp bidonuyuz ve taşıyabileceğimiz pislikler sınırlı çünkü.. içimi dökmeyi çok erteledim.. yalnızım, yalnızlıktan kimse ölmez diyorum ya bazen de çoktan ölmüş gibi hissediyorum. ne yaptığımı bilmiyorum. eskiden kendimi bulamaz gibi olduğumda, hayatımdaki insanlara bakardım, en uzun süredir tanıdıklarımdan başlardım, onları düşünür ve kendimi hatırlardım.. hala oyum işte kaybolmadım derdim.. şimdi eskiden beri sevdiğim filmleri açıp izliyorum, sevdiğim sahnelerini. böyle arıyorum kendimi..
kendime hiç acımadım. ama kendimi zavallı bulmuyor olmam hayatım için üzülemeyeceğim anlamına gelmez di mi? üzülüyorum. hani bize kabul ettirilmeye çalışılan şeyler var ya; hayattaki zorunluluklar, statüler, daha iyi olma çabası, kusursuz olma çabası yani.. beni ilgilendirmiyor, hiç ilgilendirmiyor aslında. tanıdığım herkes bi yerlere koşturuyor. genellikle ben de.. sonunda daha mutlu olacaklarını düşünüyorlar, öyle hırsla yapıyorlar ki bunu. ama ben, olduğum gibi olmak istiyorum.. ben neye, nasıl evrileceğimi hesaplamak değil de yaşamak istiyorum.. hatalarımı gizlememek istiyorum.. ya da yalnız hissettiğimi, ya da bazen çoktan ölmüş gibi hissettiğimi.. ama gizlemem gerekiyor. hayatımda birileri olmasa da olur, peki. sevdiğim filmlerle bi yere kadar götürebilirim.. ama biliyor musun sevmeden yaşamak çok zor, ve sevildiğini bilmeden, bu taşa takılıp düştüm bi kez ve artık çok zor sadece..
3 Temmuz 2011 Pazar
senden önce senden sonra
bazı insanlar var, muhtemelen hayatımda bir daha hiç görmeyeceğim.
ama ben onları hiç unutmayacağım; ve sanırım bunu hiç bilmediler.
günlerden pazar, düşünüyorum da hayat biraz garip.
ama ben onları hiç unutmayacağım; ve sanırım bunu hiç bilmediler.
günlerden pazar, düşünüyorum da hayat biraz garip.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)