30 Aralık 2014 Salı

sana asik oldugumu anladigimda gozlerimden birkac damla dusmustu. ustelik oyle sacma bir andi ki saskinliktan konusamamistim. gordun mu bilmiyorum, ama bir sey demedin. uygunsuz bir durumdaydik sanirim. zaten biz uygunsuz durumlar yarismasinin su goturmez kazananiydik. sonra radyoda 'save the last dance for me' calmisti. sonra benim gitmem gerekmisti. o gece uyumak icin gozlerimi kapattigimda iste oldu, demistim icimden. ona asigim.

bir baska aksam, bundan tam bir yil ve bir gun oncesi, sen gittin diye cok agladim. guvensizdim, korkuyordum, korkudan aklimi yitiriyordum. boyle yaparsan gidemem, dedigin icin sana soyleyememistim. gitme, demek istemistim. cok kotuyum, gitme. bir dakika bile ayrilma yanimdan. birakalim tren kacsin, sen simdi gitme nolur. sarilip uzaklastin. ben arkandan bakakaldim. bir banka oturdum ve tek basima aglamayayim diye aklima gelen ilk kisiyi arayip telefonda agladim. galiba o gun ilk kez sezmistim, bogazimda durmasina alistigim bu yumruyu.

11 Aralık 2014 Perşembe

mutsuz hikayeler ve sonundaki
buyuk ve gururlu yalnizliklardan filan baska zaman bahsedelim.
cunku bugun odam yerin birkac kat altinda
ve gozunu dikmis bana bakiyor yine,
o.
paltona sikica sarilip yururken
"usumesin" diye ic cektiren.
bin parcaya bolup
biniyle de ozleten.
bilmem bir gun iyilesir mi yer altindaki asiklar
belki de ask cogalir hala, yerin altinda
bakisiyla birlikte cogalir, elleri degisir yavasca,
ya sesi? –sesi ayni mi kalsa.
bugun aklimdan dehset pariltilariyla gecen kucuk bir cumleyi sakladim
bir gun iflah olursam, bulamayacagim
cikar da gelirse, kulagina fisildayacagim.

9 Aralık 2014 Salı

bi sey dicektim ama simdi birden anlamini kaybetti.