karşımdaki koltukta uyuyordun. seni izliyordum ben.
kocaman bi çocuktun işte; ne güzel uyuyordun.
uyanırsan diye arada bi gözlerimi halıya kaydırıyordum..
sonra, bi anda gözlerini açtın.
kalbim bikaç saniyeliğine durdu.
.
.
cam açıktı, perdeler hala kıpırdıyordu.
sen görmedin bile sana baktığımı; fark etmedin.
koltuğa biraz daha yerleşip uyumaya devam ettin.
bense o kadar korktum ki.
kaçıp mutfağa koca bi bardak su içtim.
*would he let me borrow his wool winter coat?*